loader
KHK’da haksız mağduriyet yaşayanlar ne yapmalı?

KHK’da haksız mağduriyet yaşayanlar ne yapmalı?

Binlerce kişi 15 Temmuz kanlı darbe girişiminden sonra görevlerinden ihraç edildi. İhraçların bir kısmı için Fettullah Gülen Terör Örgütü (FETÖ) ile bağlantılı olduğu gerekçesi ile soruşturma başlatıldı ancak büyük bir kısmı için hiç bir soruşturma açılmadığı halde, önlem niteliğinde açığa alma kararı yerine, doğrudan ihraç kararları verildi. İhraç edilenler arasında FETÖ ile bağlantılı olmayan isimler de vardı. Bir kısmı basına yansıdı, yansımayanlar da var. En son Olağanüstü Hal kapsamında (OHAL) 701 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) Resmi Gazete’de yayımlandı ve 18 bin 632 kişi daha işsiz kaldı. Rakamlar dehşet verici. Tarikatlara, cemaatlere teslim edilen ülkenin acı tablosu gibi. Ancak 18 bin 632 kişinin hepsi cemaatçi mi? İhraçlardan sonra bazı isimlerin alakası olamayacağına dair çevremden gelen ortak bir ses var. Benim dahi ismen bildiğim kişiler var ihraç listesinde. İktidarın eylem ve işlemlerine dur diyen sosyal medya paylaşımları dışında bir eylemi görünmeyen kişiler. Dünden beri haber sitelerine yansımış başka isimler de oldu. Bu listeleri kim hazırlıyor, hangi kriterlere göre hazırlanıyor belli değil. İhraç kararında ismi geçenlerin bir kısmı dışında ihraç edilen kişilerin, neden ihraç edildiğine dair gerekçe yazılı değil. İktidar partisinin taraf olmayanı bertaraf etme potansiyeli düşünüldüğünde, olası sonuçları kederli görünüyor. İktidar ve uzun süre yol arkadaşı olan FETÖ tarafından yılları çalınmış biri olarak, yapılan bütün bu işlemlere mesafeli yaklaşıyorum. Normal bir hukuk devletinde olması gereken, bu kişiler ile ilgili, önce tek tek soruşturma yürütmek ve soruşturma sonucuna göre karar vermektir. Bu süre içerisinde açığa alma tedbiri uygulanabilecekken, doğrudan yok etmeyi tercih etmek nereden baksan adaletsizliktir. OLUR DA KALDIRIRLARSA, İHRAÇ EDİLENLER NE YAPABİLİR? İktidar partisi OHAL’i devam ettirerek seçim kararı verdi. Seçim çalışmaları sırasında OHAL’i seçim sonrası kaldıracağını bildirdi. Açıklamalara göre 18 Temmuz’da OHAL kaldırılacakmış. Söyledikleri gibi OHAL kalkar mı yoksa 8. kez uzatırlar mı bilmiyorum. Öyle ki hukuk devleti olmaktan uzaklaştığımız, kararları denetleyecek mekanizmaların süratle yok edildiği tek adam yönetiminde bu soruya cevap vermek zor. Olur da kaldırırlarsa, ihraç edilenler ne yapabilir? Aslında olması gereken KHK’lar ile OHAL süresince geçerli olan düzenlemeleri yapmaktı. Ancak iktidar KHK’larla kamudan ihraç edilenler için “bu kişiler görev yaptıkları teşkilata yeniden kabul edilmezler, bir daha kamu hizmetinde istihdam edilemezler, doğrudan veya dolaylı olarak görevlendirilemezler” şeklinde düzenlemeye gitti ve bu KHK’ların büyük çoğunluğu yasalaştı. Bu durumda OHAL kalktıktan sonra ilk yapılacak iş Türkiye Cumhuriyeti Anayasa’sı ve Türkiye’nin taraf olduğu sözleşmelere aykırı bu maddeler ile ilgili öncelikle Anayasa Mahkemesi’ne başvuru olacaktır. Tabi hükümetin OHAL’i kaldırıp, olağan döneme geçişi sırasında önceki ihraç kararlarının olağan dönemde değişikliğe uğramamasını amaçlayan düzenlemeler yapması mümkün. Ancak bunlar için de, yine iptal başvurusu yapılabileceği kanaatindeyim. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM), Anayasa Mahkemesi (AYM) kararından sonra gidilebilir. OHAL süresince AİHM’ne doğrudan başvuru yapanlar için Mahkeme iç hukuk yollarının tüketilmesi kararını verdi ve davaları reddetti. AYM ise, OHAL KHK’ları oldukları gerekçesiyle inceleme yapamayacağından hareketle yapılan başvuruları reddetti. İdare Mahkemeleri de işlemin bir idari işlem olmadığı gerekçesi ile açılan davaları reddederek dava masraflarını hak arayanlara yükledi. Komisyon kurulmasından sonra ise İdare Mahkemeleri dosyanın doğrudan Komisyona gönderilmesi şeklinde karar verdi. Bu sebeple ihraç kararı sonrası mahkemeye başvurmuş olanların, OHAL kalktıktan sonra Mahkemelere ya da Komisyona yeniden başvuru yapmasına gerek olmadığını düşünüyorum. Fakat, iki buçuk yıl önce kurulan Komisyonun, şunun şurasında 8 ay önce başvuruları incelemeye başladığı ve bu sürede 100 binin üzerinde ihraç kararının yaklaşık 8 binini incelediğini düşünürsek, Komisyona başvuranlar için durum pek de iç açıcı değil. 701 sayılı KHK ile ihraç edilmiş 18 bin 632 kişi de Komisyon başvurusu yapacak. Komisyonun kararını bekledikten sonra bu karara karşı yargı yoluna başvurmak mümkün. BAŞVURMAYANLAR İÇİN İSE OHAL’İN KALDIRILMASI İLE… 669 sayılı KHK ile okulu kapatılan öğrencilerin durumu ise ihraçlardan farklı. Hak arama noktasında tamamen ortada kalmış durumdalar. Karşılarında muhattap yok. Kurulan Komisyon öğrencilerin başvurularına bakmıyor. Dolayısıyla bekleyecekleri bir karar da yok. Öğrencilerden daha önce mahkemelere başvuranların yargı yolunu devam ettirmeleri gerekiyor. Başvurmayanlar için ise OHAL’in kaldırılması ile Anayasa Mahkemesi’ne başvuru tek çıkış yolu gibi. Bugüne kadar görüştüğüm kişiler ve gördüğüm olaylardan edindiğim bilgiler ışığında ihraçlarda hatalar olduğu düşünüyorum. Bu kabulde insanın kendi ülkesinde adaletsizliğe karşı çıkış yolu araması en büyük sorunumuz. Ne yazık ki, ülkemde iktidarın talepleri ile hareket eden adaletsiz yargı uzun zamandır varlığını sürdürüyor. Muhattabı her kim olursa olsun, verilen bütün kararların gerekçeli, delilli olması gerekirken, gerekçesiz kararlar yargıyı tartışılır kılmaya devam ediyor. 15 Temmuz’a gelinen süreç dahil tüm bu yaşadıklarımızın en büyük sorumlusu uyarıları dikkate almayan, FETÖ’yü devletin her yerine yerleştiren iktidardır. Ancak OHAL’le girilen seçimler sayesinde yine tek hesap vermeyen iktidarın kendisidir. OHAL’in kaldırılması halinde gözlerden biri AYM’de olacak. Bir diğeri ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’da. Şöyle ki, AYM’nin üye sayısı, yeni sistemle 15’e düştü. 15 üyenin 12’sini Erdoğan atayacak. Bu durumda AYM’nin ne karar vereceğini tahmin etmek, yargı bağımsızlığından söz etmek mümkün olmadığı için zor değil. Ve yine KHK’lardan kurtulduğunuzu sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Yeni sistemde Erdoğan göreve başlamasıyla OHAL süresince ve olağan dönemde tek başına Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarma yetkisine sahip. Kısaca hiç hoş gelmedin tek adam yönetimi. Herkes için adalet, yaşanabilir bir Türkiye temennisiyle… Av. İrem Çiçek